Ağlasam sesimi duyar mısın, gözyaşlarıma dokunur musun diyen Orhan Veli’nin doğum günü kutlu olsun.
Türk edebiyatının ünlü şairlerinden Orhan Veli Kanık, klarnetçi Mehmet Veli Kanık ile Fatma Nigar Hanım’ın ilk çocuğu olarak 13 Nisan 1914’te İstanbul, Beykoz’da doğdu.
Bugün Orhan Veli’nin 109. doğum günü. Tebrikler…
Çocukluk yıllarını İstanbul’da geçiren şair, eğitim hayatına 1921 yılında Akaretler’deki Anafartalar İlkokulu’nun ana sınıfında başlamış, ardından Galatasaray Lisesi’nin birinci bölümüne geçmiştir.
Öğretmeni aracılığıyla keşfedilen bir şair
Kanık, 1925 yılında babasının Cumhurbaşkanlığı Bando Şefi olarak atanması nedeniyle ailesiyle birlikte Ankara’ya taşındı. Burada Gazi İlkokulu’na giden Kanık, edebiyata bu yaşlarda ilgi duymaya başladı ve ilgisini ilk olarak hocası Sedat Bey fark etti.
Kanık’ın çocukluk yıllarında yazdığı ilk öyküsü “Çocuk Dünyası” bir dergide yayımlandı.
İlk şiiri “Annem” Balıkesir’de çıkan 15 Mayıs 1929 tarihli “Gençler Yolu” dergisinin 6. sayısında yayımlandı. Ortaöğrenimini Ankara Gazi Lisesi’nde yatılı olarak okuduğu Ankara Gazi Lisesi’nde tamamladı. 1932.
Garip Akım
Gençlik yıllarında Ankara Erkek Lisesi’nin yayın organı olan Sesimiz dergisinde de eserleri yayınlanan Kanık’ın ilk şiirlerinde Necip Fazıl Kısakürek’in etkisi görüldü. Lise yıllarında Şair Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile arkadaş olan Kanık’ın bu dostluğu edebiyat hayatının başlangıcı oldu.
Aynı tarzda şiirler yazan Kanık, Anday ve Rıfat’ın bu tarzlarının “garip” bulunması üzerine yeni şiir anlayışlarını “Garip” olarak adlandırdı.
36 yaşında vefat etti
Bu süreçte hocaları arasında yer alan ünlü şair Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yanı sıra Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu’ndan yola çıkan grup, derginin 154. sayısında “Garip” başlığıyla yaptığı açıklamayla yeni formlarına kavuştu. 1 Aralık 1939 tarihli “Varlık” dergisi açıkladı.
Grup daha sonra 1941’de “Garip” şiir kitabını okuyucularla tanıştırdı. Bu eserde Orhan Veli’ye ait 24, Oktay Rıfat’a ait 21 ve Melih Cevdet Anday’a ait 16 şiir yer almaktadır.
İlk şiirlerinin ana teması
İlk şiirlerinde Mehmet Ali Sel imzasını taşıyan ve aşk, hasret, çocukluk anıları gibi temaları işleyen Kanık, 1933 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi.
Daha sonraki yıllarda buradaki eğitimini bırakan usta şair, 1935 yılında bir süre öğretmen yardımcısı olarak çalıştı.
1936-1942 yılları arasında PTT Telgraf İşleri Genel Müdürlüğü Uluslararası Nizamnameler Bürosunda memur olarak görev yaptı. 1942 yılında Gelibolu’nun Kavak köyünde yedek piyade subayı olarak askerlik görevini yerine getirdi.
Memurluk hayatı…
Terhis olduktan sonra 1944 yılında Ankara’ya dönen Kanık, kısa bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda memur olarak çalıştı. Bu görevi sırasında “Milli Eğitim Bakanlığı Dünya Edebiyatlarından Çeviriler” dizisinde Fransızcadan çeviriler yaptı. Daha sonra dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer’in yönetimini uyumlaştıramadı ve 1947’de devlet memurluğundan istifa etti.
İlerleyen yıllarda yazarlık ve çevirmenlik yaparak geçimini sağlayan Orhan Veli Kanık; Dönemin “İnsan”, “Ses”, “Gençlik”, “Küllük”, “Devrimci Gençlik”, “Demet”, “İşte ve Aile” gibi popüler kültür ve sanat dergilerinde manzum ve nesir yazılar yazdı.
1947’de Mehmet Ali Aybar’ın çıkardığı Hür ve Zincirli Hürriyet gazetelerinde yarı politik görüş ve eleştiriler yazan Kanık, 1 Ocak 1949’da Ankara’da 28 sayı çıkan “Yaprak” dergisini çıkardı. Kanık, 1948 yılında Ulus gazetesinde bir süre Yolcu Notları başlığı altında yazılar yazdı.
Orhan Veli Kanık beyin kanaması sonucu 14 Kasım 1950’de Cerrahpaşa Hastanesi’nde vefat etti ve Aşiyan Mezarlığı’na defnedildi.
Yenilikçi fikirlerin savunucusu
Türk edebiyat tarihinde yenilikçi fikirlerin ilk savunucularından biri olan Kanık, şiirin kalıp ve kuraldan bağımsız olarak vezin ve kafiye ile yazılabileceğini savunmuştur.
Yazılarında ve şiirlerinde mizah unsurlarını yergisel bir üslupla kullanan Kanık, kendisini ve kalemini her zaman geliştirmeye çalışmıştır. Kanık, eserlerinde ağır sanatsal sözler ve kalıplaşmış teşbihler yerine daha sade ve kolay bir halk dili kullanmayı benimsemiştir.
Eserleri farklı dillere çevrilmiştir.
La Fontaine ve Nasreddin Hoca hikayelerini şiirsel bir biçime dönüştüren Kanık’ın önemli eserlerinden bazıları İngilizce, Fransızca, Rusça ve Yunanca gibi dillere çevrildi.
İstanbul hayranlığını şiirlerinde dile getiren Kanık, yapımcılığını Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday’la birlikte yaptığı Garip’i; Destan”, “Yenisi” ve “Karşı” adlı şiir kitapları yayınlandı.
Düzyazı, tenkit ve kıssalar da yazan usta şairin “Bir Kapı Açık Veya Kapalı Kalmalı”, “La Fontaine’in Masalları”, “Scapin’in Dolapları” ve “Fransız Şiir Antolojisi” olmak üzere toplam 12 tercüme kitabı bulunuyor.
Ergül Tosun
Kitap sayfası için iletişim: